Baz istasyonları-Radyasyon

Baz istasyonları-Radyasyon

Baz İstasyonları İle İlgili Bilmeniz Gerekenler


1)Baz İstasyonu nedir?

Baz kelimesi İngilizce base (temel taban esas) kelimesinin Türkçe'ye geçmiş şeklidir. Baz istasyonu cep telefonu ile haberleşmede elektro manyetik sinyalleri yayınlayan veya alan bir anten ile bir radyo verici alıcısıdır. Baz istasyonları telefonla iletişimi sağlar. Her cep telefonu mutlaka bir verici ile iletişim halinde olmak zorundadır. Vericiler şimdiki teknolojik adıyla baz istasyonu olarak adlandırılır.


Baz istasyonu, çift yönlü bir mobil ağ sisteminde yayın yapan birimdir. Radyo sistemindeki bir antenden farklı olarak, baz istasyonu hem sinyal alır, hem de sinyal gönderir yani iki antenden oluşur. Günümüzde baz istasyonları değişik yönlere doğru değişik güçlerde yayın yapma kabiliyetine sahip olan antenler kullanır. İnsanların dikkatini çekmemek için, baz istasyonları değişik boy ve şekillerde olabilir.


Baz istasyonlarının çeşitleri nelerdir: Bilinen üç tür şu anda kullanılan baz istasyonu çeşidi vardır:


a)Makroseller: Şehir dışlarında daha güçlü ama insanların yaşam alanlarından uzak.


b)Mikroselller: Şehir içlerinde nüfusun daha seyrek olduğu yerlerde kullanılır.


c)Pikoseller: Dar alanlar, sokaklar, tüneller gibi çok daha düşük şiddetlileri kullanılır.


2)Baz İstasyonlarının İşleyişi


İstasyonlara kurulan anten görüntüsünde MiniLink(alıcı) ?lar mevcuttur (Şekil 1). Bu alıcılar olmazsa görüşme yapılamaz. Telefonun şebeke göstergesi tam gözükmesine rağmen konuşma yapılmasına izin vermez. Baz istasyonları, GSM iletişimin kapsama alanını genişletmek için bina çatılarına kurulan, genellikle beyaz renkli ve kutu şeklinde, 4 metre boyunda, iki çubuk antenle bir çanak antenden oluşan ve mikrodalga yayan cihazlardır. Çubuk antenler mikrodalgaları toplayıp çanak antenlere verir ve bu dalgalar çanak anten aracılığıyla 16 farklı frekanstan ve UHF (ultra-high frequency) üzerinden yayınlanır.

Şekil 1:

Baz İstasyonlarına kurulan anten görüntüsü


3)Baz İstasyonlarının Yapısı


İki yönlü mobil ağ sisteminde yayın yapan baz istasyonları birim yani hem sinyal alan hem sinyal veren iki antenden oluşan sistemdir. Her cep telefonu mutlaka bir verici ile iletişim halinde olmak zorundadır. Vericiler şimdiki teknolojik adı ile baz istasyonları olarak adlandırılırlar. Baz istasyonu bir televizyon vericisi gibi görünse de aynı sistemle çalışmaz. Baz istasyonları bir hücre sistemi gibi, bal peteği gibi şehrin her yerine dağılmış olmalıdır ve şehrin her yerinde bulunmuş olması gerekmektedir. 3G ile birlikte baz istasyonlarının sayısında artış hızlanmıştır.


Şekil 2: Baz istasyonlarının yapısı


4)Baz İstasyonlarının Kurulumu ve Güvenliği


Baz istasyonlarındaki antenlerin çıkış güçleri vardır. Antenlerin günlük mesafesi hesaplanırken bu çıkış güçleri hesaplanır ve ona göre yapılır. Sonuç olarak antenin güvenlik mesafesi belirlenir. Şekilde güvenlik mesafesi belli antenin basit çizimi vardır. Antenin günlük mesafesi içinde (9.74 m) okul, ev, park bulunmamasına, insanların yaşam alanlarına dikkat edilir. Dikkat edilmediği durumlarda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bu istasyonlara izin vermez, kurulmuş olanlara ise ceza verilir.


5) Baz İstasyonlarının etki alanı


Baz istasyonunun kapasitesi belli sayıdadır ve fazla telefon devreye girdiği an biz telefonumuzun kapsama alanında olmadığını görürüz. Bu sebeplerden dolayı baz istasyonlarının hayatımızda fark etmesek de önemli yerleri vardır. Baz istasyonlarının uluslararası ışıma standartları vardır. Bu standartlar yaydığı ışımaya bağlı olarak belirlenirler. Türkiye?de bu standart teknolojilinde gelişmesine bağlı olarak uluslararası değerlerine göre daha da düşüktür. Ülkemizde daha düşük ışıma değerleri kabul edilmiştir ve bu değer 10 (v/m)? dir.


Baz istasyonu bugün için artık çok tehlikeli, zarar verici olmaktan çıkmıştır. Baz istasyonları ışımayı yaparken binaların tepesinde ışıma yapmazlar, dışarıya doğru 120 derecelik açı ile dar bir bantla ışıma yapar. Baz istasyonları arkasına doğru da ışıma yapmaz yani baz istasyonları zararlı olmaktan artık çıkmıştır.


6) Baz İstasyonlarıyla İlgili Uluslararası Görüşler


a) Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında Cep Telefonları ve Baz İstasyonları ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belgede ?Alınacak önlemler? bölümünde şu ifade yer almaktadır: ?Mevcut bilimsel deliller, cep telefonu kullanımı için herhangi bir özel önlem alınması gerekliliği öngörmemektedir. Bireyler endişe duyuyorsa, arama sürelerini kısıtlayarak ya da cep telefonlarını baştan ve vücuttan uzak tutmak için ?hands-free?e (uzaktan konuşma) özelliği olan cihazları kullanarak kendileri ve çocuklarının RF maruz kalma oranlarını kısıtlamayı tercih edebilirler.?


b) Dünya Sağlık Örgütü 2006 yılında baz istasyonları ve kablosuz teknolojiler ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belge, baz istasyonları çevresinde kanser kütlesi oluşumu ve uyku ve kardiyovasküler problemler gibi semptomların görülmesine ilişkin bilimsel delilleri özetlemekteydi. Sonuç bölümündeki ifadeye göre; ?son derece düşük yayılım seviyeleri ve bu güne kadar toplanan araştırma sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, baz istasyonları ve kablosuz şebekelerin yaydığı zayıf RF (radyo frekans) sinyallerinin olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı yönünde ikna edici hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.?


c) Bağımsız uzmanlar tarafından çok sayıda inceleme yapılmıştır ve hiçbirinde, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen limitlerin altında kalan seviyelerde radyofrekans alanlarına maruz kalınmasının, sağlık üzerinde olumsuz etkisi olduğu yönünde bir sonuca ulaşılmamıştır. Cep telefonları ve baz istasyonları, insanların öngörülen seviyelerin üzerinde bir seviyede radyofrekans alanına maruz kalmamasını teminen tasarlanmıştır ve işletilmektedir. (BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, dünya genelinde iyonize olmayan radyasyon limitlerini belirleyen, dünyada en çok tercih edilen, en güvenilir otorite olan ICNIRP?ı referans almaktadır.)


d) Frekans spektrumun çok çeşitli kısımlarına maruz kalmanın sağlık üzerindeki muhtemel etkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. Bugüne kadar yapılan tüm incelemeler, ICNIRP EMF (Elektro Manyetik Alan) Talimatlarında tavsiye edilen limitlerin altında kalan ve 0?300 GHz frekansları aralığını kapsayan maruziyetlerin, sağlık açısından bilinen olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Ancak, sağlık açısından riskleri tespit etmek için daha iyi bir değerlendirme yapmadan önce, bilgilerdeki eksikliklerin tamamlanması gerekir. (WHO, IEMF web sitesi, http://www.who.int/peh-emf/research/en/, 27 Eylül 2006).


7) Baz istasyonlarının kanser yapıcı etkisi var mıdır?


Mikrodalga, dalga boyu 0.1-100 cm - frekansı 0.3-300 gigahertz (Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır. Cep telefonları ile baz istasyonları arasında sistem mantığı gereği ısı ve radyasyon yaymaz. Baz istasyonları çalışma mantığı olarak ısı ve radyasyon yaymadığından mikro dalga etkisi yoktur. Bu nedenle insan sağlığı üzerinde kanıtlanan hiçbir etkisi yoktur. Dünya sağlık örgütü, TÜBİTAK raporları cep telefonu baz istasyonlarının zararsız olduğunu desteklemektedir.


Baz istasyonlarının neden oldukları ışınım iyonlaştırıcı olmayan radyasyon sınıfında olup baz istasyonları nükleer radyasyona neden olmazlar. İyonlaştırıcı radyasyon bölgesindeki dalgaların frekansları baz istasyonlarının çalışma frekanslarından yaklaşık milyon kere daha yüksektir. İyonlaştırıcı radyasyonun hücrelerin genetik malzemesini (DNA) etkileyerek mutasyon ve kansere yol açtığı bilinmekle birlikte, RF dalgaların benzer etkiler yaptığı kanıtlanmamıştır. Günlük yaşamda maruz kalınan RF seviyelerinin başağrısı, uykusuzluk gibi sorunlara yol açtığı kesin olarak gösterilememiştir. Ancak çeşitli çalışmalarda, ICNIRP'nin belirlediği sınır değerlerin altında mobil telefon sinyallerinin beynin elektriksel aktivitelerinde ve algılama fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu gösterilmiştir. Fakat bu değişimlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Bütün vücudun ısınmasına yol açacak derecede RF dalgaların etkisinde kalmak düşük doğum ve sakat doğuma neden olabilir. Ancak baz istasyonu antenlerinin yaydığı güç, bu tür bir ısınmaya neden olmak için çok düşüktür. Baz istasyonları antenlerinden yayılan RF dalgaların yol açtığı ve halkın etkilendiği güç seviyelerinin düşük doğuma ya da sakat doğuma yol açtığını gösterir hiçbir laboratuvar ve epidemiyolojik kanıt yoktur.


Baz istasyonlarındaki antenler dar bir bölgeyi etkileyen yönlü antenlerdir. Bu antenler arkalarında ya da diplerinde ışımanın çok az olacağı biçimde tasarlanmışlardır. Bu nedenle bulundukları binada yaşayanları yüksek risk grubu haline getirmezler. Ancak antenin konumu, antenin ışıma örüntüsünün kurulduğu binayı içine almayacak şekilde belirlenmelidir. Ayrıca, anten için yer seçimi ve antenin kurumu sırasında yakın alandaki binaların risk altına alınmamasına dikkat edilmelidir. Anten yeri, çalışma frekansı ve çıkış gücüne göre hesaplanacak güvenlik mesafesi içinde insanların istem dışı ve sürekli maruz kalmayacağı şekilde seçilmelidir.